به روز رسانی در20 April 2025

3 دقیقه

Side Antik Kenti, Antalya Nerede?

Side Antik Kenti, Türkiye'nin güney sahilinde, Akdeniz kıyısında yer alır—bu bölge genellikle "Türk Rivierası" olarak adlandırılır. Tarih meraklıları, Side'yi sıklıkla "açık hava müzesi" veya "antik çağların müze kenti" olarak tanımlar. Bu antik yerleşim, Antalya ve Alanya şehirleri arasında, küçük bir yarımada üzerinde konumlanmıştır ve her yıl binlerce ziyaretçiyi cezbetmektedir. Aşağıda, Side Antik Kenti'nin gizemli tarihi ve mimarisi hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Side Nerede Bulunur?

Side, Antalya şehir merkezine sadece 60 kilometre uzaklıkta, hareketli pazarı ve Aspendos antik kalıntılarıyla tanınan Manavgat yakınlarında yer alır. Bu bölgeyi ziyaret etmek, tarih ve kültür tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunar.​

Side'nin plajları uzun ve kumludur; kıyıya yakın deniz ise sığdır, bu da yüzme için idealdir. Bu özellikler, özellikle çocuklar için güvenli ve aile dostu bir ortam yaratır.​

Bölgeyi ziyaret etmek için en uygun zaman, Mayıs'tan Eylül'e kadar olan dönemdir. Yaz ortasında sıcaklık biraz yüksek olabilir, ancak diğer mevsimlerde hava genellikle daha ılıman ve keyiflidir.​

Türkiye'deki Side Antik Kenti Hakkında İlginç Bilgiler

·         Side'nin tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanır.

·         "Side" kelimesi, yerel dilde "nar" anlamına gelir.

·         Antik çağdan modern döneme geçiş sürecinde, Side korsanlar ve köle ticareti için tanınmış bir liman haline gelmiştir.

·         Şehir ve yönetimi, M.S. 4. yüzyılın sonlarında gerilemeye başlamıştır.

·         M.S. 10. yüzyıla gelindiğinde, Side neredeyse tamamen terk edilmişti ve 1895 yılına kadar bu şekilde kaldı; o yıl, Girit adasından gelen Türk mülteciler buraya yerleşti.

·         yüzyılın sonlarında, Side popüler bir turistik destinasyona dönüştü ve çevresine büyük oteller ve tatil köyleri inşa edildi.

·         Şehrin en eski kısmında birçok antik yapı korunmuştur.

·         Denizin hemen yanında yer alan Apollon Tapınağı, Side'nin en ikonik simgesi olarak kabul edilir.

·         Side'nin yılda 300'den fazla güneşli günü olduğu söylenir.

·         Şehir, dalış, tekne kiralama ve deniz turları gibi harika deniz aktiviteleri sunar.

·         Yakınlardaki önemli yerler arasında Aspendos antik kenti ve hareketli Manavgat pazarı bulunur.

Side Antik Kenti'nin Tarihi

Side, derin tarihi köklere sahip bir şehirdir ve antik Lidya Krallığı döneminde kurulduğuna inanılır—verimli ovalar, birçok nehir ve gelişen ticaret yollarıyla dolu zengin bir toprak. Bu dönemde, Yunan yerleşimciler gelerek şehri kurmuş ve tanrıça Athena onuruna bir tapınak inşa etmişlerdir.​

M.Ö. 5. yüzyılda Pers İmparatorluğu'nun Lidya'ya saldırmasıyla, krallık zayıflamış ve sonunda Roma ve daha sonra Mısır egemenliğine girmiştir. Sürekli savaşlar ve huzursuzluk, şehrin önemini azaltmış ve M.Ö. 1. yüzyıla gelindiğinde, Side korsanlar için bir üs haline gelmiştir.​

Roma'nın tam kontrolüyle birlikte, korsanlık ortadan kaldırılmış ve Side, köle ticaretinin merkezi haline gelmiştir; yerel tüccarlar bile bu işe yönelmiştir. Bu dönemde şehir zenginleşmiş ve kapsamlı inşaat faaliyetleriyle gelişmiştir.​

Ancak, sonraki yüzyıllarda savaşlar, depremler ve doğal afetler şehrin çöküşüne yol açmıştır. M.S. 10. yüzyıla gelindiğinde, Side neredeyse tamamen yıkılmış ve terk edilmişti; sadece efsaneler ve yerel hikayeler onun anısını canlı tutmuştur.​

Türk Hakimiyeti ve Modern Dönemde Side

Side, 1895 yılına kadar terkedilmiş ve unutulmuş bir halde kalmıştır; o yıl, Türk göçmenler için bir sığınak haline gelmiştir. Sonraki birkaç on yıl içinde, bölge nispeten büyük bir kasabaya dönüşmüştür.​

Ne yazık ki, bu yerleşimciler, kendi evlerini inşa etmek için birçok antik kalıntıyı yıkmışlardır. Daha sonra, yüzyıllardır gömülü olan duvarları yok etmenin değerli olmadığını fark etmişlerdir. Bunun yerine, kalıntıları toprakla örtmüş ve üzerine Osmanlı tarzı yapılar inşa etmişlerdir.​

Bu durum, modern arkeologların Side Antik Kenti'nin değerli kalıntılarını ortaya çıkarmasına olanak sağlamıştır.​

Günümüzde, Side tanınmış bir turistik şehir olarak, dünyanın dört bir yanından binlerce ziyaretçiyi çekmektedir. Bol miktarda antik kalıntının yanı sıra, Osmanlı köyünü andıran yapısıyla da büyüleyici ve unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Side Antik Kenti ve Gezilecek Yerler

Makalenin başında da belirtildiği gibi, Side genellikle bir “müze şehir” veya “antik çağların açık hava müzesi” olarak anılır. Bu alanda yürüdüğünüzde, bu unvanların neden verildiği hemen anlaşılır. Nereye bakarsanız bakın, antik dünyanın taş kalıntıları gökyüzüne yükselir. Side sokaklarında eski kapılar, ev duvarları, sütunlar ve heykel parçalarını görmek son derece doğaldır—burada tarih ile yüz yüze gelirsiniz.

1. Apollon, Artemis ve Athena Tapınakları

Antalya kıyılarında kalan en iyi korunmuş tapınaklardan biri olan Apollon Tapınağı, Side’nin simgesi haline gelmiştir. Orijinal yapısından beş büyük sütun ve çatısının bazı bölümleri hâlâ ayaktadır. M.S. 2. yüzyılda Korint tarzında inşa edilmiştir. Tapınağın tasviri Side antik sikkelerinde de yer almaktadır. Yunan mitolojisinde Apollon; güzellik, ışık ve sanatın ilham kaynağıdır.

Apollon Tapınağı’nın yanında iki tapınak daha bulunuyordu: biri bilgeliğin, sanatın ve adaletli savaşın tanrıçası Athena’ya, diğeri ise avcılığın, doğanın, doğurganlığın ve ayın tanrıçası Artemis’e adanmıştı. Bugün bu tapınaklardan yalnızca temel kalıntılar ve bazı duvar parçaları kalmıştır. Ancak mevcut bilgiler ve yapılan rekonstrüksiyonlar sayesinde ziyaretçiler bu yapıların eski görkemini hayal edebilirler.

Bu tapınak kalıntılarını günün her saati, ücretsiz olarak ziyaret etmek mümkündür. Özellikle gün doğumu sırasında tapınak ve kıyı şeridi nefes kesici bir manzara sunar. Ancak, yoğun turist kalabalığı sakin ve yalnız bir ziyaret deneyimini zorlaştırabilir.

2. Side Eski Kentindeki Arkeoloji Müzesi

Side Müzesi, antik Roma hamamlarının içinde yer almakta olup bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykeller, seramikler ve çeşitli süs eşyaları gibi eserleri sergilemektedir.

Müze kompleksinin içinde yer alan antik hamamları ziyaret etmek özellikle tavsiye edilir. Bu hamamlar dikdörtgen planlı olup çeşitli işlevlere sahip odalara ayrılmıştır. Örneğin, bir oda kıyafet değiştirmek için, diğeriyse ılık suyla dolu örtülü bir havuz olarak kullanılmıştır.

3. Side’nin Sütunlu Caddesi

Side’nin sütunlu caddesi, antik dönemde şehrin en görkemli vitrini olarak kabul edilirdi. Cadde 20 metre genişliğinde olup, her iki yanında sıralanmış sütunlar yer alırdı. Yol boyunca mermer döşemeler, kenarlarında ise zeytin ağaçları ve çiçekler bulunurdu. Side’nin en zengin tüccarlarının dükkânları burada yer alırken, aynı zamanda görkemli villalar, küçük kiliseler ve önemli idari binalar da bu caddenin çevresine inşa edilmiştir.

4. Side, Türkiye’deki Roma Tiyatrosu Kalıntıları

Side’nin antik Roma tiyatrosu, yarımadanın en dar kısmında, antik şehrin kalıntıları arasında yer almaktadır. M.S. 2. yüzyılda daha eski bir yapının üzerine inşa edilmiştir. Yarım daire biçimindeki tiyatronun iki kademesi vardı ancak günümüzde yalnızca taş kemerlerle ayakta kalan alt kademesi görülmektedir.

Tiyatro sahnesi 63 metre uzunluğunda, üç katlı ve sütunlar ile heykellerle süslenmişti. İçeride, birbirine koridorlarla bağlanan dokuz oda ve oyuncuların sahneye çıkması için heykelli beş kapı bulunmaktaydı. Yaklaşık 15.000 kişilik kapasiteye sahipti. Gladyatör dövüşlerinin zirvesinde, izleyiciyle arenayı ayırmak için yüksek duvarlar inşa edilmişti. Hatta deniz savaşları bile burada canlandırılmıştır. Roma'nın çöküşünün ardından tiyatronun bazı taşları şehrin savunma surlarının inşasında kullanılmış, 5. yüzyılda ise bir kiliseye dönüştürülmüştür.

5. Side Eski Kentindeki Antik Nymphaeum

Antik Yunan ve Roma şehirlerinde bir “nymphaeum”, içme suyu ve günlük kullanım için inşa edilen süs havuzları ve çeşmelerin bulunduğu yapılardı. Side’deki antik nymphaeum oldukça iyi korunmuş durumda olup, şehrin giriş kapısının hemen arkasında yer almaktadır.

Nymphaeum’un suyu, Manavgat Nehri’nden getirilen su kemerleri aracılığıyla sağlanıyordu. Halk, buradan günlük kullanım için su alırken, kentin en zengin sakinlerinin evlerinde özel banyolarla bağlantılı özel su sistemleri vardı.

6. Side’de Agora ve Tanrıça Tyche Tapınağı

Agora, şehrin ana kültürel ve ticari merkeziydi. Dikdörtgen planlı bu meydan, köle ticareti ve zeytinyağı üretimiyle meşhurdu. Agora’nın tam ortasında, kör talihin, şansın ve şehirlerin koruyucu tanrıçası olarak bilinen Tanrıça Tyche (Fortuna) adına bir tapınak bulunuyordu.

Efsanelere göre bu tapınak, şehrin en güzel tapınağıydı ve iyi bakıldığı sürece Side refah içinde yaşamıştı. Ancak bir deprem sonucu tapınak duvarlarının zarar görmesi ve şehir yöneticilerinin gerekli onarımları yapmamasıyla birlikte Side’nin çöküşü başlamıştır. Günümüzde tapınak kısmen restore edilmiştir ve bu rekonstrüksiyonun maliyeti 50.000 Amerikan dolarını aşmıştır.

7. Antik Vespasian Kapısı

Side’nin antik tiyatrosuna yakın konumda yer alan giriş kapısı, yaklaşık 13 metre yüksekliğindedir ve kentin mimari harikalarından biri olarak kabul edilir. Eskiden bu kapının daha da yüksek olduğu ve dört atlı bir savaş arabası heykeliyle taçlandırıldığı düşünülmektedir.

“Vespasian Kapısı” olarak bilinen yapı, iki sütunla çevrili yarım oval bir kemer içerir. Kapının üzerindeki süslemeler, özellikle Medusa başı kabartması, hâlâ iyi durumda korunmaktadır.

Tarihi olarak bu kapı, Side’nin şehir merkezine ana bağlantı noktası işlevi görmüştür. Bugün, bu kapının bir kısmı araç trafiğine açıktır; ancak darlığı nedeniyle büyük araçların geçişi zordur.

Mucizeler Şehri Side’ye Seyahat Planlama

Side, Türkiye’nin diğer bölgeleriyle iyi bağlantılara sahiptir ve Antalya’dan araç kiralayarak kolayca ulaşılabilir. Side’ye en yakın havalimanı, Antalya Havalimanı’dır ve yıl boyunca hizmet veren yerel otobüsler, havaalanından doğrudan Side’ye ulaşım sağlar.

Bölgenin popülaritesi nedeniyle seyahatinizi önceden planlamanız tavsiye edilir. Özellikle turizm sezonunun zirvesine yaklaşıldığında, fiyatlar önemli ölçüde artar ve otel bulmak zorlaşır. Genel olarak Side, Antalya bölgesini keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktasıdır ve mutlaka görülmeye değerdir.

نویسنده:

Rana Taghizadeh

به اشتراک بگذارید